İnsanlar arası iletişimde en fazla kullanılan araç konuşmadır. Bebekler konuşmayı çevrelerinde konuşulanları duyarak öğrenirler.

İşitme engelli çocuk için çevresindeki nesneler ve bireyler yalnızca görüntü olarak anlamlı olduğundan soyut düşünce gelişememektedir. Sözel iletişim kuramayan çocuğun bilgi alış verişi kısıtlı olmakta, yeterli uyarı alamadığı için zihinsel gelişimi gerilemekte, yaratıcılığı azalmakta ve eğitim yaşamında başarısız olmaktadır. İşitme engelli çocuk, duygu ve isteklerini ifade edemediği için hırçınlaşmakta, çevreyle iletişim kuramamakta, içine kapanmakta ve sosyal uyumsuzluk göstermektedir.İşitme kaybı tanısı ne denli erken konup işitme cihazı uygulamasıyla rehabilitasyona ne denli erken başlanırsa konuşma ve lisan gelişimi o denli normale yakın olarak seyredecek bu da çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel ve akademik gelişimi üzerine olumlu etki edecektir.

İşitme kaybı; doğum öncesi (prenatal), doğum anı (natal) ve doğum sonrası (postnatal) olmak üzere yasamın üç farklı döneminden kaynaklanan sebeplerle ortaya çıkabilir ve 5 temel grupta ele almak mümkündür.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.300.000 çocuk dünyaya gelmektedir.Doğuştan işitme kaybı sıklığı ülkemizde yılda 2500-3000 işitme kayıplı yenidoğandır. Çocuklar 4-5 yaş civarına geldiklerinde bu sayı beş misline ulaşmaktadır. Nüfus artış hızının yüksek olduğu ülkemizde bu durum önemli çocuk sağlığı sorunları arasındadır.

Sağlık Bakanlığının yürüttüğü işitme tarama programı sayesinde yenidoğan bebeklerin tamamına yakınına işitme taraması yapılmaktadır. Bu testlerden olumsuz sonuç alınan bebekler ile televizyon vb yakından takip eden, söylenileni birkaç kez tekrar ettiren, arkası dönükken seslenildiğinde dönmeyen, okul başarısında düşüş olan ve yukarıda bahsettiğim yaşamın üç ayrı döneminde ortaya çıkan risk faktörlerinden bir veya bir kaçının gözlendiği çocuklar uzman kişiler tarafından değerlendirilmelidir. Bu noktada; Pediatristler ,KBB uzmanları ve İşitme Konuşma Bozuklukları Uzmanları ile Aileler ve Eğitimciler arasında uyumlu bir çalışmanın olması gerekmektedir.

İşitme kaybı şüphesi veya konuşma bozukluğu(artikülasyon bozukluğu,gecikmiş konuşma vb) bulunan bebek veya çocuklar detaylı bir KBB muayenesinden sonra yapılan odyolojik incelemeler sonucunda işitme kaybı tanısını takiben konusunda uzman kişiler tarafından uygulanan işitme cihazları ile birlikte çok sıkı takip edilmelidirler.

İşitme cihazları, teknolojinin gelişmesi ile birlikte hem teknik özellik hemde estetik ve kullanım kolaylığı açısından çok ilerleme kaydetmiştir. Eski tip analog cihazların yerini sesin her paremetresinde oynama ve ayarlama imkanı sunarak daha doğal bir sese imkan tanıyan dijital cihazlar almıştır. Hastanın ihtiyacına uygun olarak hava yolu ile işitmeyi sağlayan kulak içi ve kulak arkası işitme cihazlarının yanı sıra kemik yolu ile işitmeyi sağlayan gözlük tip ve baş bandı ile kullanılan işitme cihazları vardır.Eğer hastada yukarıda bahsedilen işitme cihazlarından fayda göremeyecek bir işitme kaybının varlığı halinde cerrahi operasyon ile yerleştirilen işitme cihazları da mevcuttur.

Sonuç olarak işitme kayıplı çocukların sahip oldukları işitme kaybı özellikle konuşma ve lisan gelişimini etkiler. Bunun yanı sıra çocuğun sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimi de değişik derecelerde etkilenmektedir. Etkilenmenin şiddeti işitme kaybının derecesine paralel artmaktadır. Bu nedenle işitme kaybı olan bebeklerde en kısa zamanda düzeltici önlemler alınmalıdır.


Uzman Odyolog Hasan ŞAHİN
İşitme ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı